top of page

Peygamberimiz kendisinin yetişmesinde, hayata hazırlanmasında emeği ve hizmeti geçen tüm aile büyüklerini sever sayardı.

 

Annesi Amine'nin kendisine gösterdiği şefkati hiç unutmazdı. Onun yanında 4-6 yaşları arasında sadece iki yıl kalabilmişti. Ama o, annesinin sıcak ilgisine ve sevgisine erişmişti. Annesi onu çok severdi. Peygamberimiz de onu hep sevgi ve saygıyla anardı. O öldükten sonra hatırladıkça gözleri yaşarırdı.

 

Sütannesi Halime'ye çok bağlanmıştı. Sevgi ve saygısından dolayı ona da ''anneciğim'' derdi. Sütkardeşi Şeyma'yı da saygıyla anardı. Daha sonraki yıllarda, sütannesi ve sütkardeşiyle karşılaştıkça onlarla içten bir şekilde ilgilenmişti.

Dedesi Abdulmuttalip’i de sever sayardı. O da Peygamberimizi çok severdi. Bu nedenle ölürken onu sevgi ve acıma duygusu daha güçlü olan oğlu Ebu Talip’e emanet etti. Ebu Talip, Peygamberimizin babası Abdullah'ın anne ve babadan öz kardeşiydi. 8-13 yaşları arasında sevgili Peygamberimiz, amcası Ebu Talip'in evinde kaldı. Yengesi Fatma da Peygamberimize öz anne gibi davranırdı. Sabahleyin uyanınca önce Peygamberimizin karnını doyururdu. Evin görülecek işleri olduğunda öz oğullarına ağır olanları verir, en hafif işleri Peygamberimize bırakırdı. Sevgili Peygamberimiz bu hanıma, derin bir sevgi ve saygı ile bağlanmış, onu öz annesinin yerine koymuştu.

Peygamber Efendimiz dadısı Ümmü Eymen'e de aynı şekilde sevgi ve saygıda kusur etmemişti. Onun, üzerindeki emeklerini hiçbir zaman unutmamış, kendisine, ''Sen benim ikinci annem sayılırsın.'' demiştir.

hz. muhammed aile büyüklerini sever sayardı
bottom of page